Almanya’da Köln Eyalet Mahkemesi’nin sünneti yaralama suçuna sokan kararıyla ilgili tartışmalar sürerken, Alman Etik Komisyonu üyesi Dr. İlhan İlkılıç, konunun 23 Ağustos’ta komisyonda tartışılacağını açıkladı. İlkılıç, sünnet kararının toplumsal barışı tehdit ettiğini ve dini özgürlükleri kısıtladığını söyledi. İlkılıç, sünnet tartışmasıyla ilgili sorularımızı yanıtladı.\n\n¦ Alman Etik Komisyonu’nun bir üyesi olarak Köln mahkemesinin sünneti yaralama suçu kapsamına sokmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?\n\nÖncelikle kararın sadece bir eyalet mahkemesi kararı olduğunu ve hukuki hiyerarşide çok büyük bir bağlayıcılığının olmadığını vurgulamak isterim. Yani Almanya’da bundan sonra her hakim aynı kararı verecek ya da bu karara uyacak diye bir şey yok. Buna rağmen din özgürlüğünü kısıtladığı için Müslüman ve Yahudiler açısından büyük öneme haiz. Hukukçuların meseleye bakış açısını bildiğimden doğrusu bu karar beni çok şaşırtmadı. Alman hukukuna göre, her tıbbi müdahale yaralama sıfatı taşır. Bu bağlamda bir kişiye iğne yapmanız ya da basit bir ameliyat da aynı şekilde adam yaralama kapsamına girer. Bu durumu suç olmaktan çıkaran unsurlar bu konuda bir tıbbi zaruret hali olması ve kendisine müdahalede bulunulacak kişinin rızasıdır. Onun için sünnet de bu kapsama girer. Hakimin İslam dininin vecibesi olarak yapılan sünnette tıbbi zaruret hali görmediği için böyle bir karar verdiği kanaatindeyim. Sünnet olayına yaralama suçu olarak bakılması Köln Eyalet Mahkemesi’nin kararından öncede vardı.\n\n
“İKİ KONU ÇAKIŞIYOR”\n\n¦ Sünnet meselesinin Alman toplumunda bu şekilde tartışılmasında hangi argümanlar öne çıkmakta?\n\nProblemin arka planında yatan asıl sebepleri analiz etmeliyiz. Gerçekten hangi özgürlükler kısıtlanmakta ya da hangi temel ahlaki ve hukuki değerler birbirleriyle çatışmakta. Bu meselede Alman Anayasası’nın iki ana değeri olan kişinin vücuduna zarar verilmemesi (körperliche İntegritaet) ve din özgürlüğü. Buna bağlı olarak dini vecibelerin yerine getirilmesi hakkı birbirleriyle çatışmaktadır. Sorulması gereken soru, çatışan bu iki değerin sünnette hangisinin daha güçlü olduğudur. İnşallah bu öne sürdüğüm argümanlar ve bakış açısı bu problemi çözme sürecinde hem toplumda hem de Alman Parlamentosu’nda ağır basar ve yakın zamanda sünnet cezalandırılması gereken bir suç olmaktan çıkar.\n\n¦ Alman Etik Komisoyonu’nun konuya yaklaşımı nedir?\n\nToplumdaki tartışmalara baktığımızda bu karar çoktan sıradan bir mahkeme kararı olma özelliğini aşmış durumda. Hatta Almanya dışında Türkiye ve diğer ülkelerde de tartışılır hale gelmiş durumda. Konsey olarak kamuoyuna ve parlamentoya bir rapor sunabilirsek herhalde Başbakan ve milletvekilleri bu raporu göz önünde bulunduracaklardır.\n\n
İlhan İlkılıç kimdir?\n\nTIP ve felsefe doktoru olan İlhan İlkılıç, halen Mainz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi. Nisan 2012’den beri Federal Alman Hükümeti’ne ve Federal Meclis’e danışmanlık yapan İlkılıç, Alman Etik Konseyi’nin ilk Türk kökenli Müslüman üyesidir.\n\n
Kadir İNCE / MAİNZ