GAV ile Fransa merkezli İslamofobi'ye Karşı Kolektif'in (CCIF) ortaklaşa düzenlediği "İslamofobi ile Mücadele: Kapsamlı ve Etkin Çözümlere Doğru" başlıklı çalıştaya katılan Yeneroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İslamofobi'nin çokça konuşulan ve gündeme gelen bir konu olduğunu anımsatarak, Türkiye'de de gerçekten önemine binaen devamlı gündemde tutmaya çalıştıklarını söyledi.
Yeneroğlu, bu meseleyle ilgili etkin çalışmalar noktasında arzu edilen teknik donanımın gerisinde olunduğunu ve Batı dünyasında sahada ayrımcılıkla mücadele, Müslüman ve İslam düşmanlığı ile mücadele eden kurumlarla iletişim noktasında eksiklikler olduğunu aktararak, bu amaçla çalıştayı gerçekleştirdiklerini anlattı.
İslamofobiyle mücadelede daha kapsamlı ve etkin mücadele yöntemleri üzerinde durduklarının altını çizen Yeneroğlu, ''İslam düşmanlığını geldiğimiz nokta itibariyle artık Batı dünyasında normatif iddiaları da çok ciddi manada tehdit ettiğini, dolayısıyla çoğulcu toplum düzenini tamamıyla tehdit ederek, çok daha olumsuz noktalara gelebileceğine dair elimizde veriler var. Tüm Batı dünyasında ırkçı akımlar ciddi manada güçleniyor, toplumsal merkeze iniyor, siyasi kültürü ciddi manada zehirliyor. Her gün sadece Almanya'da Müslümanlara yönelik en az 3 saldırı var. Başka ülkelerde de benzer durumlar var. Bu sebeplerden dolayı da bununla Müslümanlar olarak daha etkin bir biçimde mücadele etmemiz lazım. Zaten kendi haklarımızın savunması bunu gerektiriyor.'' diye konuştu.
'İSLAM DÜŞMANLIĞI MOTİVASYONUYLA İŞLENEN SALDIRILAR DİKKATE ALINMIYOR'
Batı ülkelerinin 2. Dünya Savaşı'ndan önceki trajedilerden ders çıkartarak özgürlükçü, çoğulcu toplum inşa etme maksadıyla oluşturdukları uygulamalara toplumların ayak uyduramadığını ve o siyasal sistemlerin iddialarının gerçeklerle örtüşmediğini vurgulayan Yeneroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Örneğin Fransa'daki laisizm yorumlamasının Müslümanları ciddi manada dışladığını, Almanya'daki din devlet ilişkilerinin kurumsal anlamda Müslümanların teoride her türlü imkana sahip olmalarına rağmen pratikte hiçbir imkan tanınmadığını ve diğer Batı ülkelerinde de benzer durumlar olduğunu zaten biliyorduk. Bununla ilgili etkin çalışmalarımızı artırmaya çalışıyorduk. Fakat son yıllarda özellikle ırkçı akımların tüm Avrupa ülkelerinde çok güçlü bir noktaya gelmeleri artık siyasal ve toplumsal merkeze dönüşmüş olmaları ve oradaki siyaseti, siyasi kültürü belirleyebilecek güce gelmiş olmalarıyla bugün İslam düşmanlığı motivasyonuyla işlenen suçlar, saldırılar hiç dikkate bile alınmıyor. Berlin'de 4 yıl önce kundaklanan bir caminin restorasyonu sonrası orayı ziyaret ettik. Bu zaman zarfında cemaat oradaki yetkililerden hiçbir destek alamadı. Bunun ötesinde yine dün oraya gittiğimiz anda başka bir camimiz kundaklandı. Oraya giden sadece polis. Ne bir belediye başkanı, ne bir kamu yöneticisi oraya gidip de, Müslümanlar'a 'geçmiş olsun' dileğinde bulunup, saldırıyı kınayıp, Müslümanların yanında olduğunu beyan etmedi. Bunların bile yapılmadığı tam tersi göz ardı edildiği, uzak durulduğu, 'kamuoyu bunu dikkate almasın' şeklinde yaklaşımların hakim olduğu durumdayız.''
"ALMANYA'DA MÜLTECİ KAMPLARINA YÖNELİK HER GÜN 7 SALDIRI VAR"
Yeneroğlu, kamuoyu çalışmalarıyla bu gibi saldırıların sadece Müslümanları değil tüm toplumu ve toplumsal yapıyı tehdit ettiğinin güçlü bir biçimde dile getirilmesi ve orada daha etkin, nitelikli çalışmalar yapılması gerektiğine dikkati çekti.
Burada sadece Müslümanların tehdit edilmediğini belirten Yeneroğlu, "Yarın, öbür gün başka azınlıklar bu gibi saldırıların karşısında durmak zorunda kalacak. Geçmişte Yahudiler'de olduğu gibi. Bunlardan çıkartılan ders bugün Müslümanlar nezdinde sınanıyor. Eğer gerçekte ders çıkartılmışsa bunun neticelerini görmek durumundayız fakat göremiyoruz. Bugün sadece Almanya'da bırakın Müslümanları, mültecilere ve mülteci kamplarına yönelik her gün en az 7 saldırı var. Bunlar hiç kamuoyunda dile getirilmiyor. İstatistik bile doğru düzgün tutulmuyor. İslam düşmanlığı motivasyonlu suçlar doğru dürüst kayıt altına alınmıyor. Almanya'da 20-30 yıllık bir mücadele sonrası ilk defa geçen sene bu kayıtlar tutuldu. Bu kayıtlarda da günde 3 saldırı olduğunu gördük. Fakat bu kayıtların çok gerçekçi olmadığını, ancak olayların çok ufak bir bölümünü yansıttığını, İslam düşmanlığı motivasyonlu suçların çok daha fazla olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla Müslümanlar olarak çok daha etkin çalışmamız lazım.'' ifadelerini kullandı.
